Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen ve görülme sıklığı giderek artan diyabet, her yaş grubundan insanı tehdit ediyor.
Değişen yaşam koşulları ve beslenme alışkanlıkları diyabeti çağımızın hastalığı haline getiriyor. Diyabetle yaşamak ve diyabete bağlı organ hasarlarını en aza indirebilmek için toplumda farkındalık oluşmasının çok önemli olduğunu dile getiren Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Şafak Akın, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü" öncesinde hastalıkla ilgili önemli bilgiler verdi.
7'den 70'e herkesi tehdit ediyor
Diyabet, pankreasın kan şekerini düzenleyen bir hormon olan insülini yeterli miktarda üretememesi ya da üretilen insülinin vücuttu etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu oluşan kan şekeri düzeyinin yükselmesiyle seyreden bir hastalıktır. Diyabet yeni doğmuş bir çocukta da 90 yaşındaki bir bireyde de görülebilmektedir. Sık idrara çıkma, yorgunluk, aşırı susama, kilo kaybı, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar, yaralarda geç iyileşme, ellerde veya ayaklarda karıncalanma hissi ya da uyuşmanın yanı sıra kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler de diyabet hastalığının sık görülen belirtilerindendir. Bu gibi şikayetlerin varlığında her yaşta görülebilen diyabetten şüphelenilmelidir.
Geleceğin hastalıkları arasında sayılıyor
Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan diyabetin, 2040 yılında tüm dünyada 642 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilmektedir. Ülkemizde diyabet görülme sıklığının %13.7 olduğu bilinmektedir. Bunda en önemli etkenlerden birinin kentleşme ile birlikte gelen beslenme ve hareketsizlik gibi yaşam tarzı değişiklikleri olduğu bilinmektedir. Obezitenin çocukluk çağından itibaren görülmeye başlaması da diyabet başlama yaşını öne çekmektedir. Bununla beraber gizli şeker (prediyabet) ve obezite sıklığının da ülkemizde %30'larda olduğu tespit edilmiştir.
Beraberinde birçok hastalık getiriyor
Diyabetli hastaların yarısının bugün bile tanı alamadığı bu sebeple de uygun tedavi olamadıkları bilinmektedir. Dünyada her altı saniyede bir kişi diyabete bağlı sorunlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Erişkin nüfusta en sık görme kaybının altında yatan hastalık olup ayrıca; böbrek yetmezliği, kalp krizi, ayakta gangren ve ampütasyonların en sık nedeni diyabettir. Uygun tedavi edilmediğinde beklenen yaşam süresi 8 yıl kısalmaktadır.
İdeal kiloyu korumak ve fiziksel aktivite önemli
Diyabet tedavisinde amaç kan şekerini kontrol altında tutmak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir. Kan şekerinin kontrol altında tutulması ile komplikasyonların gelişimi önlenebilmekte veya gelişmiş komplikasyonların seyri yavaşlatılabilmektedir.
Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltmektedir. Diyabetli hastaya kişiye özgü bir beslenme planı verilmelidir. Diyabetli kişilerde de sağlıklı beslenmenin anahtarı dengedir. Önemli olan vücudun enerji, karbonhidrat, protein, yağ, lif, vitamin, mineral gereksinimini dengeli bir şekilde karşılamaktır. Kan şekerinizin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olan şeker ve şeker içeren yiyecekler ile kilo almanıza neden olacak yağ ve yağlı yiyecekleri azaltmak, az az ama sık sık yemek de diyabetli kişilere önerilmektedir.
Fiziksel aktivite vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlaması açısından önem taşımaktadır. Bir egzersiz programına başlamadan önce yapmayı planladığınız egzersiz çeşidi ve süresi ile ilişkili olarak bir uzmana danışmak unutulmaması gereken bir noktadır.
Değişen yaşam koşulları ve beslenme alışkanlıkları diyabeti çağımızın hastalığı haline getiriyor. Diyabetle yaşamak ve diyabete bağlı organ hasarlarını en aza indirebilmek için toplumda farkındalık oluşmasının çok önemli olduğunu dile getiren Memorial Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Şafak Akın, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü" öncesinde hastalıkla ilgili önemli bilgiler verdi.
7'den 70'e herkesi tehdit ediyor
Diyabet, pankreasın kan şekerini düzenleyen bir hormon olan insülini yeterli miktarda üretememesi ya da üretilen insülinin vücuttu etkili bir şekilde kullanılamaması sonucu oluşan kan şekeri düzeyinin yükselmesiyle seyreden bir hastalıktır. Diyabet yeni doğmuş bir çocukta da 90 yaşındaki bir bireyde de görülebilmektedir. Sık idrara çıkma, yorgunluk, aşırı susama, kilo kaybı, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar, yaralarda geç iyileşme, ellerde veya ayaklarda karıncalanma hissi ya da uyuşmanın yanı sıra kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler de diyabet hastalığının sık görülen belirtilerindendir. Bu gibi şikayetlerin varlığında her yaşta görülebilen diyabetten şüphelenilmelidir.
Geleceğin hastalıkları arasında sayılıyor
Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan diyabetin, 2040 yılında tüm dünyada 642 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilmektedir. Ülkemizde diyabet görülme sıklığının %13.7 olduğu bilinmektedir. Bunda en önemli etkenlerden birinin kentleşme ile birlikte gelen beslenme ve hareketsizlik gibi yaşam tarzı değişiklikleri olduğu bilinmektedir. Obezitenin çocukluk çağından itibaren görülmeye başlaması da diyabet başlama yaşını öne çekmektedir. Bununla beraber gizli şeker (prediyabet) ve obezite sıklığının da ülkemizde %30'larda olduğu tespit edilmiştir.
Beraberinde birçok hastalık getiriyor
Diyabetli hastaların yarısının bugün bile tanı alamadığı bu sebeple de uygun tedavi olamadıkları bilinmektedir. Dünyada her altı saniyede bir kişi diyabete bağlı sorunlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Erişkin nüfusta en sık görme kaybının altında yatan hastalık olup ayrıca; böbrek yetmezliği, kalp krizi, ayakta gangren ve ampütasyonların en sık nedeni diyabettir. Uygun tedavi edilmediğinde beklenen yaşam süresi 8 yıl kısalmaktadır.
İdeal kiloyu korumak ve fiziksel aktivite önemli
Diyabet tedavisinde amaç kan şekerini kontrol altında tutmak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir. Kan şekerinin kontrol altında tutulması ile komplikasyonların gelişimi önlenebilmekte veya gelişmiş komplikasyonların seyri yavaşlatılabilmektedir.
Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltmektedir. Diyabetli hastaya kişiye özgü bir beslenme planı verilmelidir. Diyabetli kişilerde de sağlıklı beslenmenin anahtarı dengedir. Önemli olan vücudun enerji, karbonhidrat, protein, yağ, lif, vitamin, mineral gereksinimini dengeli bir şekilde karşılamaktır. Kan şekerinizin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olan şeker ve şeker içeren yiyecekler ile kilo almanıza neden olacak yağ ve yağlı yiyecekleri azaltmak, az az ama sık sık yemek de diyabetli kişilere önerilmektedir.
Fiziksel aktivite vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlaması açısından önem taşımaktadır. Bir egzersiz programına başlamadan önce yapmayı planladığınız egzersiz çeşidi ve süresi ile ilişkili olarak bir uzmana danışmak unutulmaması gereken bir noktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder